6 Ekim 2013 Pazar

GÜNÜN HİKAYESİ

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyuya düşer. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu, düşmüş işte! Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melül mahsun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi. Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık baka kaldı.

Hayat bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazeni? Çoğu zaman. Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur. Bunlarla başa çıkmanın tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ayağa kalkmak ve kurtulup aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder